Suriye, İran Arap Ligi zirvesinde en çok tartışılan konu oldu
Suriye rejimi lideri Beşar Esad dışındaki Arap liderler, Suudi Arabistan’da Pazar günü yapılan bir zirve için Suriye’de dünya güçleri ile yüzleştikleri ve Riyad ile Tahran arasındaki gerginliğin arttığını belirtti.
Suudi Arabistan, 22 üyeli Arap Ligi’nin yıllık toplanmasında bölgesel ve rakip İran’ına karşı sert ve birleşmiş bir duruşu bastırıyor.
İki bölgesel titans, Suriye ve Suudi Arabistan’ın güney komşusu Yemen’deki vekalet savaşlarına kilitlendi, Irak ve Lübnan’daki muhalif partilere geri döndü.
Zirveye göre, ABD, Fransa ve İngiltere, geçtiğimiz hafta Doğu Ghouta’nın isyancı bölgelerinde meydana gelen bildirilmiş bir kimyasal saldırıya tepki olarak savaşla parçalanmış Suriye’de tartışmalı hava saldırıları başlattılar.
Gerek grevlere destek veren Suudi Arabistan ve Katar, aylarca süren diplomatik bir duruşta, Riyad Doha’yı aşırılık yanlılarını destekleme ve İran’a çok yakın olmakla suçlanıyor.
Suriye baskınlarına destek
1945’te kurulan Arap Birliği zirveleri nadiren eyleme geçiyor.
Bloğun somut bir hamle yaptığı son kez, 2011 yılında, Suriye’nin Esad rejiminin savaştaki rolünü askıya almasıyla gerçekleşti.
Suriye örgütten askıya alınmış durumda.
Suudi Arabistan Kralı Salman, Suudi Arabistan’ın petrol devi Aramco’ya ve 160 km’lik (100 mil) İran Körfezi’ne ev sahipliği yapan Doğu Dhahran kentinde Pazar günü yapılacak zirveye başkanlık edecek.
Suriye’nin savaşı, bölgedeki çatışmaların en karmaşığı, esas olarak Sünni isyancıları geri çeken Riyad ve müttefikleri, rejim destekçisi İran ve onun Lübnan müttefiki Hizbullah’a karşı çekişmenin ana noktası.
Suudi Arabistan Cumartesi günü yaptığı açıklamada, ABD’nin Pentagon’un “her hedefe başarılı bir şekilde vurduğu” hava saldırılarına tam destek verdiğini açıkladı.
Zirveye katılacağını doğrulayan Katar, grevleri de destekledi.
Dışişleri bakanlığı “Suriye rejiminin kimyasal saldırılarında kullandığı belirli askeri hedeflere yönelik operasyonlar” konusundaki desteği tweetledi.
Körfez Arap ülkeleri Suriye’ye büyük bağışlar yapmış, ancak Suriyelilere resmi olarak sığınma başvurusunda bulunmamıştır.
Şüpheli kimyasal saldırının yaygın Arap kınamalarına rağmen, Dhahran zirvesinin Esad’ı istifaya çağırması pek olası değil.
Yüzbinlerce insanın yaşamını yitirdiği bir savaşa yedi yıl sonra, Suudi Arabistan ve İran, ülkenin geleceğinin, Rusya’nın büyük desteğiyle birliklerini yeniden ele geçirdikleri Esad rejiminin tek başına karar verilemeyeceği konusunda hemfikir.
Suudi Arabistan’ın güçlü Veliaht Prens Muhammed bin Salman, kralın 32 yaşındaki oğlu ve dünyanın en büyük petrol ihracatçısı olan fiili hükümdar, Esad’ın kalacağını söyledi.
Kudüs’teki kınama
Kudüs sorunu, Amerika Birleşik Devletleri’nin tartışmalı şehri İsrail’in başkentinde on yıllardır süren uluslararası diplomasiyle birlikte ilan ettikten sonra Tel Aviv’den büyükelçiliğini elinden çıkarmaya hazırlanırken zirvede önemli bir yer tutması muhtemeldir.
Riyad’da Perşembe günü yapılan bir ön toplantıda Arap bakanları, ABD Başkanı Donald Trump ‘ın kararını oybirliğiyle reddeden büyük ölçüde hamleyi engellemeye odaklandılar.
Ancak Suudi Arabistan’ın tacı prensi, bu ayın başlarında ABD turnesi sırasında biraz farklı bir ses çıkardı.
Suudi Arabistan İsrail’i resmi olarak tanımazken, Prens Muhammed, Filistinliler gibi İsraillilerin kendi topraklarına sahip olma hakları olduğunu belirtti.
“İsrail ile paylaştığımız çok fazla ilgi var ve barış varsa İsrail ile Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri arasında çok fazla ilgi var” dedi.
Son Yorumlar